התחל במצב לא מקוון עם האפליקציה Player FM !
Gazetecilikten Meclis’e IV: Asıl gazetecilik iktidar gittiğinde başlayacak
Manage episode 362170576 series 2497717
“Sayın Cumhurbaşkanı’mın talimatları” demeden cümleye başlayamayan birine siz ne sorabilirsiniz? Bir anekdot: 99 depremi olmuştu ve gazeteci olarak takip etmiştim. Hazırlanan konteynırlar o günün şartlarında bile çok kötüydü. Konteynırlar gazetecilere PR amaçlı tanıtılırken dönemin Bayındırlık Bakanı’na ‘Siz depremzede olsayınız ailenizle birlikte bu konteynırlarda kalabilir miydiniz?’ diye sordum, ‘Hayır’ demişti. Manşet tüm gazete ve televizyonlara o yanıttan çıkmıştı. Şimdi siz ne Bayındırlık, ne Maliye Bakanı’nı bulabiliyorsunuz.”
Öyle bir kurum ki, içinden pop sanatçısı Gülşen de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da geçiyor. Tek farkla; Gülşen sansüre takılırken Erdoğan zaten bu kurulun kişilerini başka kurumlara atayabiliyor. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ndan (RTÜK) bahsediyoruz. CHP RTÜK Üst Kurul Üyesi olan İlhan Taşçı’nın yukarıda anlattığı bu an ise bugünün mecburen sıkıcı ve yankı fanusuna hapsolmuş gazeteciliğini anlamamıza yardım ediyor. Taşçı da bu nedenle henüz mesleğini tam da icra edemeyeceğini düşündüğü bir dönem olduğu için gazeteciliği özlemediğini anlatıyor. Ona göre İstanbul gazeteciliği bugünlerde Ankara Gazeteciliği’ni geçmiş durumda çünkü İstanbul’dakiler Ankara’ya göre siyasi baskıyı daha az hissediyorlar. Böylece daha cesur hareket edebiliyorlar. Gazeteciliğe dönecek mi? Bu sıkıcılıktan kurtulmamıza bağlı. Ona göre Ankara Gazeteciliği’ni daha farklı ve kıymetli kılan şeyin bakanlar, bürokratlar, yöneticilere soru sorabilme lüksüydü.
Türkiye Büyük Millet Meclisi aslında bir Türkiye editörü. Ülkenin işleyişi, gideceği yön ve yapıya Meclis karar veriyor, hatta “aşk bile Meclis’ten geçiyor.” Bu program serisi gazetecilik özgürlüğüne vurulan darbelerle bir dönüşüm içindeyken dönüşümün şekillendiği yerde duran Ankara Gazeteciliğini konuşarak araştırıyor.
Podcasti Devam Filmi’nde Türkiye’yi gazeteci perspektifiyle protestolar üzerinden "dinleyen" Seçil Türkkan kulağını bu kez bir başka ‘direnişe’ çeviriyor ve “Nedir bu Ankara Gazeteciliği?” sorusunu soruyor, mesleğin hasar tespitini yapıyor.
Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
35 פרקים
Manage episode 362170576 series 2497717
“Sayın Cumhurbaşkanı’mın talimatları” demeden cümleye başlayamayan birine siz ne sorabilirsiniz? Bir anekdot: 99 depremi olmuştu ve gazeteci olarak takip etmiştim. Hazırlanan konteynırlar o günün şartlarında bile çok kötüydü. Konteynırlar gazetecilere PR amaçlı tanıtılırken dönemin Bayındırlık Bakanı’na ‘Siz depremzede olsayınız ailenizle birlikte bu konteynırlarda kalabilir miydiniz?’ diye sordum, ‘Hayır’ demişti. Manşet tüm gazete ve televizyonlara o yanıttan çıkmıştı. Şimdi siz ne Bayındırlık, ne Maliye Bakanı’nı bulabiliyorsunuz.”
Öyle bir kurum ki, içinden pop sanatçısı Gülşen de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da geçiyor. Tek farkla; Gülşen sansüre takılırken Erdoğan zaten bu kurulun kişilerini başka kurumlara atayabiliyor. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ndan (RTÜK) bahsediyoruz. CHP RTÜK Üst Kurul Üyesi olan İlhan Taşçı’nın yukarıda anlattığı bu an ise bugünün mecburen sıkıcı ve yankı fanusuna hapsolmuş gazeteciliğini anlamamıza yardım ediyor. Taşçı da bu nedenle henüz mesleğini tam da icra edemeyeceğini düşündüğü bir dönem olduğu için gazeteciliği özlemediğini anlatıyor. Ona göre İstanbul gazeteciliği bugünlerde Ankara Gazeteciliği’ni geçmiş durumda çünkü İstanbul’dakiler Ankara’ya göre siyasi baskıyı daha az hissediyorlar. Böylece daha cesur hareket edebiliyorlar. Gazeteciliğe dönecek mi? Bu sıkıcılıktan kurtulmamıza bağlı. Ona göre Ankara Gazeteciliği’ni daha farklı ve kıymetli kılan şeyin bakanlar, bürokratlar, yöneticilere soru sorabilme lüksüydü.
Türkiye Büyük Millet Meclisi aslında bir Türkiye editörü. Ülkenin işleyişi, gideceği yön ve yapıya Meclis karar veriyor, hatta “aşk bile Meclis’ten geçiyor.” Bu program serisi gazetecilik özgürlüğüne vurulan darbelerle bir dönüşüm içindeyken dönüşümün şekillendiği yerde duran Ankara Gazeteciliğini konuşarak araştırıyor.
Podcasti Devam Filmi’nde Türkiye’yi gazeteci perspektifiyle protestolar üzerinden "dinleyen" Seçil Türkkan kulağını bu kez bir başka ‘direnişe’ çeviriyor ve “Nedir bu Ankara Gazeteciliği?” sorusunu soruyor, mesleğin hasar tespitini yapıyor.
Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices
35 פרקים
כל הפרקים
×ברוכים הבאים אל Player FM!
Player FM סורק את האינטרנט עבור פודקאסטים באיכות גבוהה בשבילכם כדי שתהנו מהם כרגע. זה יישום הפודקאסט הטוב ביותר והוא עובד על אנדרואיד, iPhone ואינטרנט. הירשמו לסנכרון מנויים במכשירים שונים.