ZAKİRİN-21-BEDİUZZAMAN HAZRETLERİ (Hayatı, Risale-i Nur, Evradları ve 2 Münacaatı)
Manage episode 312952124 series 3226945
BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİ
Âhirzamanın en büyük fesadı zamanında, en büyük bir müçtehid, en büyük bir müceddid, hem hâkim, hem mürşid, hem kutb-u âzam,hakikat-i Kur aniye ve Ahmediyenin müfessiri, hem Museviyet hakikatinin, hem Îseviyet ruhunun, hem de Muhammediyet gerçeğinin önemli bir temsilcisi ve çok geniş dairede hizmet veren bir hizmet eri;ehl-i beyt-i Nebevî soyundan Baba tarafından Hz. Hasan’a (ra), anne tarafından Hz. Hüseyin’e (ra) dayanan Bediüzzaman Said Nursî,1878'da Bitlis vilayetine bağlı Hizan ilçesi Nurs köyünde dünyaya geldi. Çocukluğunda çevresindeki medreselerde eğitim gördü. Kendisinde görülen harikulade zeka ve hafıza sebebiyle, önceleri Molla Said-i Meşhur diye tanındı. Daha sonra "Zamanın Harikası" anlamında "Bediüzzaman" ünvanıyla şöhret buldu.
Talebelik yıllarında temel İslamî ilimlerle ilgili doksan kitabı ezberledi. Her gece bunlardan birini tekrar ediyordu. Bu tekrarlar O'nu, Kur'an ayetlerini derinlemesine anlamasına birer basamak oldu ve her bir Kur'an ayetinin bütün kâinatı ihata ettiğini gördü.
I. Dünya Savaşı yıllarında doğu cephesinde gönüllü alay komutanı olarak hizmet etti. Savaş esnasında yaralanıp iki buçuk yıl Rusya'da esir kaldı. 1917'deki Bolşevik İhtilali esnasındaki kargaşadan yararlanıp esaretten kurtuldu. Dönüşte, Osmanlı'nın en üst düzey dinî danışma merkezi olan Darü'l-Hikmeti'l-İslamiye'de görev yaptı.
Yaşadığı hayatını, kendi tabiriyle üç devreye ayıran Bediüzzaman, Eski Said, Yeni Said ve Üçüncü Said olarak değerlendirir.
Bediüzzaman, "Eski Said" döneminde hangi ölçüler ile hareket etmiş ise, "Yeni Said" ve "Üçüncü Said Dönemi"nde de aynı temel ölçüler ve disiplinler ile hareket etmiştir.
1923-1960 arası 28 sene takip, tevkif, sürgün, mahkeme ve zindanlarda çile çekmiştir.
Dünya zevki namına hiçbir şey tatmadı. Bütün ömrü harp meydanlarında, memleket mahkemelerinde veya esaret zindanlarında geçti. Kendi tabirince görmediği ezâ, çekmediği cefa kalmadı. Kaderin garip bir tecellisi olarak başına gelen bütün bu olaylar esnasında, Kur’ân’ın bu çağa bakan son dersi Nur Risalelerini en zor şartlar altında telif etti. Fen ve felsefeden gelen dehşetli dinsizlik cereyanına karşı Çin Seddi gibi bir sedd-i Kur’ânî oluşturdu.
Bediüzzaman Said Nursi, 23 Mart 1960'ta Urfa'da Hakk'ın rahmetine kavuştu.
Urfa'daki Halil-ur Rahman Dergahı'na defnedildi.
Eski Said ve gerekse Yeni Said döneminde telif ettiği eserlerin toplam sayısı 196'dır.
Risale-i Nur; Allah yolunda, Kur’anın elmas kılıncı olan iman hakikatleriyle manevi cihad etmeyi öğretir, imanı takviye eder, manevi terakkiyatı sağlar. Fenalığa karşı, iyilik ve fazileti, merhamet ve şefkati, birlik ve beraberliği, afv ve safvı (temizliği) ders verir. Bütün bunları bir mükafat beklemeyerek ve münhasıran, Allah rızasını gözeterek ifa etmeyi esas tutar.
Risale-i Nur; öyle ateşli ve ateşin bir kitaptır ki, onu okuyan insanların ruhları alevlenir, nur-u imanla parlar ve dolar. Bu nadide eserin şayan-ı hayret olan intişarına en birinci saik ve sebep; Hak ve hakikati, gayet saf ve berrak bir surette izah ve ispat ederek, kalb ve dimağlara yerleştirmesidir.
Talebelerinin şehadetiyle o, gecelerde, göz kamaştıran bir huşû ile sabaha kadar ubudiyette bulunmuş; yaz-kış bu âdetini değiştirmemiş; teheccüd, münâcat ve evradlarını asla terk etmemiştir.Bediüzzaman'ın yetiştirdikleri insanlar da hep böyle evrad u ezkarla hemdem, teheccüdde berdevam ağzı dualı mana insanları olagelmişlerdir.
Biz ZAKIRIN olarak İslam büyüklerinin İbadet u taat ve evradlarina yogunlastigimizdan Üstad Hazretlerinin okuduğu evradları,tesbihatı hatırlayıp Kulubud Daria daki Yakarışlarını okuyacağız
51 פרקים